Farabi’nin İlahi İlmi Müzakeresi ve Analizi


Farabi’nin İlimlerin Sayımı Adlı Kitabı’nın ve İlahiyat Kısmının Ontoloji-Metafizik Terimleri Bağlamında Günümüz Felsefesi ile Ayrıntılı Analizi
Farabi’nin İlahi İlmi Müzakeresi ve Analizi
Farabi’nin İlahi İlmi Müzakeresi ve Analizi

Farabi’nin İlimlerin Sayımı Adlı Kitabı’nın ve İlahiyat Kısmının Ontoloji-Metafizik Terimleri Bağlamında Günümüz Felsefesi ile Ayrıntılı Analizi

 

 

İçindekiler

Giriş

1.  İlimlerin Sayımı (İhsau’l-Ulum) Analizi

1.1. Lisan İlmi

1.2. Mantık İlmi

1.3. Ta’lim İlmi

1.5. Medeni İlim, Fıkıh İlmi ve Kelam İlmi

2.  İlahiyat İlmi Kısmının Ontoloji-Metafizik Terimleri Bağlamında Günümüz Felsefesi ile Ayrıntılı Analizi

Sonuç

Kaynakça

Giriş

İlk olarak Farabi’den kısaca bahsettikten sonra yazmış olduğu eser olan İlimlerin Sayımı’na göre, felsefenin ne olduğunu, felsefe ile uğraşanlarını ve görevlerini, bilimlerin tasnifinin neye göre ve nasıl olacağını, İslam’dan hareketle bilgi, bilim ve medeniyet ilişkisine, bunları bize nasıl aktardığına, bölümleri ayırıp incelemesini yapacağız ve en son olarak ise İlahiyat olan bölümü Metafizik-Ontolojik olarak günümüz felsefesine göre ayrıntılı bir analizini sunacağız.

  1. İlimlerin Sayımı (İhsau’l-Ulum) Analizi

Farabi, 870-950 yılları arasında yaşamış olan bir filozoftur. Tam adı "Ebu Nasır Muhammed bin Muhammed bin Tarkhan bin Uzlag el-Farabi" olan Farabi, Türkistan bölgesinde doğmuştur.[1]

Farabi, matematik, mantık, müzik ve felsefe gibi birçok alanda çalışmalar yapmıştır. Özellikle felsefe alanında yaptığı çalışmalar, onu İslam felsefesi tarihinde önemli bir konuma taşımıştır.

Farabi'nin en önemli eserlerinden biri olan “İhsau’l Ulum” (İlimlerin Sayımı) da yer almaktadır. Ayrıca, Aristoteles'in eserlerini Arapça'ya çevirmiş ve yorumlamıştır.

Farabi'nin felsefi görüşleri arasında, insanın mutluluğunun erdemlerin kazanılmasıyla elde edileceği, aklın ve bilginin önemine vurgu yapıldığı ve evrenin yapısının anlaşılmasının insanın hayatındaki önemi gibi konular yer almaktadır.

 

Farabi'ye göre, bilginin kaynağı akıldır. Kitapta, insanın doğuştan sahip olduğu bir akıl olduğu, ancak bu aklın geliştirilmesi ve kullanılması gerektiği belirtilir. Farabi, ayrıca, bilginin üç türünün olduğunu savunur: teorik bilgi, pratik bilgi ve sanat bilgisi.

Teorik bilgi, evrensel gerçekleri ve nesnelerin özelliklerini anlamaya yönelik bilgidir. Pratik bilgi ise, insanın doğru ve yanlış davranışları belirlemesi için kullanabileceği bilgidir. Sanat bilgisi ise, bir şeyi yapmak veya yapmak için gerekli olan teknik bilgidir.

Farabi'nin İlimlerin Sayımı kitabı aynı zamanda İslam düşüncesinde felsefi tartışmalara da değinir. Özellikle, Aristoteles'in felsefesi ile İslam düşüncesi arasındaki bağlantıya dikkat çeker. Farabi, Aristoteles'in felsefesinin İslam düşüncesi ile uyumlu olduğunu düşünmüştür ve bunu savunmuştur.

Yani Farabi'nin İlimlerin Sayımı eseri, İslam düşüncesinin önemli bir eseridir ve İslam bilimlerinin sınıflandırılması ve önemi hakkında önemli bir katkı sunmaktadır. Ayrıca, Farabi'nin akıl felsefesi ve Aristoteles ile İslam felsefesi arasındaki ilişkiye dair görüşleri de bu eserde ele alınmaktadır. Kısaca bilgi verdikten sonra kitabımıza geçelim.

Kitabımızın başlangıcında, okuyucunun neler ile karşılaşacağına ve bilgileri nasıl sunacağına ilişkin ön hazırlık şeklinde bilgiler vermektedir. Bunlara başlarken kitabı ayırdığı bölümleri yazmış ve bölümlerin içeriğine değinmiştir. Kitabı okuyan kişilerin, ilimleri öğrenmek için bu kitaptan faydalanabileceğinden[2] söz etmiştir. Verilen bilgiler eşliğinde disiplinlerin birbirleri ile kıyaslanması/karşılaştırılması yapılabileceğinden, bunun sonucunda bilginin tutarlı-tutarsız olanı görebileceğini, aynı zamanda kendisinin ilgili hususta ne kadar bilip bilmediğini görmesi açısından önemlidir. Öte yandan bilerek yalan bilgi söyleyen veya doğru olduğunu sanarak yanlış bilgi söyleyen kişilerin tespit etmede, doğruları ortaya dökmede yardımcı olacağını ve kişinin yanlışa ve kandırılma riskine düşmesinin ortadan kalkacağını söyler.[3] Farabi, kitabını beş kısım altında toplamıştır. Bunlar sırasıyla:

  1. Lisan İlmi
  2. Mantık İlmi
  3. Ta’lim İlmi
  4. Tabiat İlmi ve İlahi İlim
  5. Medeni İlim, Fıkıh İlmi ve Kelam İlmi
    1. Lisan İlmi

Sözlükte, insanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan, zeban[4] anlamlarına gelmektedir.

Farabi'ye göre, lisan ilmi, insanların birbirleriyle iletişim kurmaları için kullandıkları dilin yapısını, işlevlerini ve kullanımını inceleyen bir disiplindir. Lisan ilmi, bir dilin nasıl doğduğunu, nasıl geliştiğini ve nasıl kullanıldığını araştırmaktadır. Lisan ilminin insan düşüncesinin doğasını anlamak için önemli bir araç olduğunu düşünüyordu. Ona göre, dilin yapısı ve işlevi, insan düşüncesinin doğası hakkında ipuçları verir. Ayrıca, lisan ilmi, farklı dillerin yapısını ve kullanımını karşılaştırarak kültürler arasındaki farklılıkları ve benzerlikleri anlamamıza yardımcı olur. Farabi'nin lisan ilmiyle ilgili düşünceleri, Orta çağ Avrupa'sında da büyük bir etki yarattı. Avrupa'da, Farabi'nin fikirleri, dilbilim, retorik ve dil felsefesi alanlarında çalışan pek çok düşünürü etkiledi. Bu nedenle, Farabi'nin lisan ilmi üzerine yaptığı çalışmalar, günümüzde bile dilbilim ve felsefe alanında önemli bir yere sahiptir.[5]

Sonuç olarak, Farabi'nin lisan ilmiyle ilgili düşünceleri, dilin yapısı, işlevi ve kullanımı hakkında daha derin bir anlayışa sahip olmamıza yardımcı olur. Lisan ilmi, insan düşüncesinin doğasını anlamak için önemli bir araçtır ve kültürler arasındaki farklılıkları ve benzerlikleri anlamamıza yardımcı olur.

    1. Mantık İlmi

Sözlükte, doğru düşünme sanatı ve bilimi[6] anlamına gelmektedir.

Terim olarak, düşüncenin ve düşüncenin varlık biçimlerinin, ögelerinin, türlerinin, olanaklarının, yasalarının ve düşünce bağlamlarının bilimi, lojik anlamlarına gelmektedir.[7]

Farabi’nin felsefi düşünceleri batı dünyasında da büyük bir etkiye sahiptir. Mantık ilmi, doğru düşünmenin ve doğru sonuçlara ulaşmanın yolu olan bir disiplindir. Doğru argümanların oluşturulmasını ve analiz edilmesini içerir. Düşüncelerin doğru ve doğru olmayan yönlerini ayırt etmek için kullanılmalıdır. Temelinde "akıl yürütme" olduğunu düşünür. Ona göre, insan aklı, doğru ve yanlış arasında ayırım yapabilir ve bu nedenle mantık ilmi, aklın doğru kullanımını öğrenmek için önemlidir. İnsanın doğru sonuçlara ulaşmasına yardımcı olan bir araçtır ve akıl yürütme sürecinde kullanılabilir. Diğer bilim dallarına da yardımcı olduğunu düşünür. Örneğin, bir felsefi argümanın doğruluğunu değerlendirmek veya matematiksel bir problemin çözümünü bulmak için mantık ilmi kullanılabilir. Bilim ve felsefe alanlarında doğru sonuçlara ulaşmak için kullanılmalıdır.[8]

Sonuç olarak, Farabi'nin mantık ilmiyle ilgili düşünceleri, doğru düşünme ve doğru sonuçlara ulaşma sürecinde önemli bir rol oynayan bir disiplini yansıtır. Mantık ilmi, insan aklının doğru kullanımını öğrenmek için kullanılabilir ve diğer bilim dallarına da yardımcı olabilir. Farabi'nin felsefi düşünceleri, batı dünyasındaki felsefe ve bilim alanlarında da büyük bir etkiye sahip olmuştur ve mantık ilmi, günümüzde de hala önemli bir konudur.

    1. Ta’lim İlmi

Sözlükte, öğretim, alıştırma[9] anlamlarına gelmektedir.

Farabi’nin ta'lim ilmi, yani eğitim bilimi, Farabi'nin felsefi düşünceleri arasında önemli bir yere sahiptir. Farabi'ye göre, ta'lim ilmi, insanların doğru bir şekilde eğitilmesi için gereklidir. Ta’lim ilminin temel amacının, insanların yeteneklerini ortaya çıkarmak ve geliştirmek olduğunu düşünür. Bu nedenle, eğitim süreci, öğrencinin doğal yeteneklerine uygun olarak planlanmalıdır. İnsanlar farklı yeteneklere sahiptir ve eğitim süreci, her öğrencinin farklı ihtiyaçlarına uygun olarak tasarlanmalıdır. Öğrencilere sadece bilgi aktarmakla sınırlı olmadığını düşünür. Öğrencilerin karakterlerini ve davranışlarını da şekillendirmesi gerektiğine inanır. Farabi'ye göre, eğitim süreci, öğrencilerin insanlık değerlerini ve ahlaki ilkeleri öğrenmelerini sağlamalıdır.       Ta'lim ilminin sadece öğrenciler için değil, aynı zamanda öğretmenler için de önemli olduğunu düşünür. Ona göre, öğretmenler, öğrencilerin doğru bir şekilde eğitilmesi için iyi bir eğitim almaları gerekmektedir. Farabi, öğretmenlerin sadece bilgi aktarmakla sınırlı kalmaması gerektiğini, aynı zamanda öğrencilerin karakterlerini ve davranışlarını şekillendirmede de önemli bir rol oynamaları gerektiğini düşünür.[10]

Sonuç olarak, Farabi'nin ta'lim ilmiyle ilgili düşünceleri, insanların doğru bir şekilde eğitilmesinin önemini vurgular. Eğitim süreci, öğrencilerin yeteneklerine ve ihtiyaçlarına uygun olarak tasarlanmalıdır ve sadece bilgi aktarmakla sınırlı kalmamalıdır. Eğitim süreci, öğrencilerin karakterlerini ve davranışlarını şekillendirmeye de yardımcı olmalıdır. Farabi'nin felsefi düşünceleri, günümüzde de eğitim bilimleri alanında önemli bir yere sahiptir.

    1. Tabiat İlmi ve İlahi İlim

Öncelikle söylemem gerekiyor ki, ilk olarak Tabiat ilmini inceleyeceğim. İlahi ilimi bu kısımda incelemeyeceğim. İlahi ilim kısmını daha ayrıntılı yazacağımız için yazımızın ilerisinde yazacağım.

Tabiat sözlükte, doğa, doğal özellik[11] manasına gelir.

Farabi’nin tabiat ilmi, yani doğa bilimi, tabiat ilmi, doğadaki olayları anlamak ve açıklamak için gereklidir. Tabiat ilminin temel amacının, doğadaki düzeni anlamak olduğunu düşünür. Bu nedenle, doğanın kendisine dikkatle bakmak, gözlemler yapmak ve verileri toplamak gerekmektedir. Farabi'ye göre, tabiat ilmi, sadece doğal olayları açıklamakla kalmaz, aynı zamanda doğanın kendisi hakkında felsefi bir anlayış geliştirmeye de yardımcı olur. Tabiat ilminin özünde matematik olduğunu düşünür. Ona göre, matematik, doğanın kendisinde bulunan düzeni anlamak için gereklidir. Bu nedenle, matematik, tabiat ilminin temel bir parçasıdır. Matematiksel yöntemlerin kullanımının doğanın incelenmesinde büyük bir öneme sahip olduğunu düşünür. Sadece doğal olayları açıklamakla kalmayacağını, aynı zamanda insanların doğayı daha iyi anlamalarına yardımcı olacağını düşünür. Doğa bilimi, insanların doğayı daha iyi anlamalarını sağlayarak, onların doğayı daha iyi yönetmelerine yardımcı olabilir. Bu nedenle, insanların doğa ile olan ilişkilerini değiştirebilecek bir potansiyele sahip olduğunu düşünür.[12]

Sonuç olarak, Farabi'nin tabiat ilmiyle ilgili düşünceleri, doğanın anlaşılmasının önemini vurgular. Tabiat ilmi, doğanın kendisine dikkatle bakmak, gözlemler yapmak ve matematiksel yöntemler kullanmak gerektiğini vurgular. Tabiat ilmi, sadece doğal olayları açıklamakla kalmaz, aynı zamanda insanların doğa ile olan ilişkilerini değiştirebilecek bir potansiyele sahiptir. Farabi'nin felsefi düşünceleri, günümüzde de doğa bilimleri alanında önemli bir yere sahiptir.

    1. Medeni İlim, Fıkıh İlmi ve Kelam İlmi

Medeni sözlükte, kentlileşmiş, kırsallıktan kurtulmuş, uygar[13] anlamına gelmektedir.

Fıkıh sözlükte, bir şeyi, gereği gibi, iyice anlayıp bilme[14] anlamına gelmektedir.

Kelam sözlükte, söz[15] anlamına gelmektedir.

Farabi’nin medeni, fıkıh ve kelam ilimleri üzerine de düşünceleri vardır. İnsanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen bir ilimdir. Bu ilişkilerin temelinde ise adalet kavramı yatar. Medeni ilmin amaçlarını, insanların refahını sağlamak ve toplumda adaleti sağlamak olarak görür. Ayrıca, medeni ilmin amacı insanların mutluluğunu arttırmaktır. Önemini vurgularken, toplumda uyumlu bir düzenin sağlanması için medeni ilmin gerekli olduğunu düşünür.[16]

Fıkıh ilmi ise İslam hukukunu konu alan bir ilim dalıdır. Ona göre bu ilmin iki kısmı olup bunlar; fikir ve fiildir. Farabi'ye göre, fıkıh ilmi, doğru bir hukuk sisteminin oluşmasını sağlamak için gereklidir. Fıkıh ilmi, insanların yaşamlarını düzenleyen İslam hukukunun doğru bir şekilde anlaşılmasını sağlar. Fıkıh ilminin önemini vurgularken, insanların yaşamlarını düzenleyen kuralların sadece doğru bir şekilde anlaşılması değil, aynı zamanda uygulanması gerektiğini de belirtir.[17]

Kelam ilmi ise İslam felsefesini ve inancını anlama konusunda önemli bir ilim dalıdır. Farabi'ye göre, kelam ilmi, İslam inancının doğru bir şekilde anlaşılmasına yardımcı olur ve insanların imanlarının güçlenmesini sağlar. Önemini vurgularken, insanların imanlarının doğru bir şekilde anlaşılmasının, onların hayatları üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğunu düşünür.[18]

Sonuç olarak, Farabi, medeni, fıkıh ve kelam ilimlerinin hepsinin toplum ve insanlar açısından önemli olduğunu düşünür. Medeni ilim, insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyerek toplumda uyumlu bir düzenin sağlanmasını hedefler. Fıkıh ilmi, doğru bir hukuk sisteminin oluşmasını sağlar ve İslam hukukunun doğru bir şekilde anlaşılmasını amaçlar. Kelam ilmi ise İslam felsefesini ve inancını anlama konusunda önemlidir ve insanların imanlarının doğru bir şekilde anlaşılmasını sağlar. Farabi'nin bu düşünceleri, İslam düşüncesindeki medeni, fıkıh ve kelam ilimlerinin önemini vurgulamaktadır.

  1. İlahiyat İlmi Kısmının Ontoloji-Metafizik Terimleri Bağlamında Günümüz Felsefesi ile Ayrıntılı Analizi

İlahiyat sözlükte, tanrı bilimi[19] anlamına gelmektedir.

Farabi'ye göre, ilahi ilim, insan zihninin doğal olarak ulaşamayacağı bir bilgidir. Bu bilgi sadece ilahi vahiy yoluyla ortaya çıkar ve sadece peygamberler ve onların mirasçıları tarafından ulaşılabilir. İlahi ilim, Tanrı'nın bilgisi ve iradesi ile ilgilidir ve insanların anlayabileceği bir şekilde ifade edilmiştir. Konusu olarak Tanrı'nın özelliklerini, yaratılışın amaçlarını ve ölüm sonrası hayatı gösterir. İlahi ilmin amaçları arasında, insanların Tanrı'ya yaklaşması, onu tanıması ve ona saygı göstermesi yer alır. Bu amaçlar, insanların dünya hayatında iyi/mutlu bir yaşam sürdürmelerini (tahsilussaade) sağlar ve ölüm sonrası (saadeti kusva) hayatta da mutlu bir yaşam sürdürmelerine yardımcı olur. Aklın sınırlarını aşar ve insan zihninin doğal olarak anlayamayacağı şeyleri açıklar. Dünya hayatında insanlara yol gösterir ve onları doğru yola yönlendirir. Dinin temelini oluşturur ve insanların doğru bir şekilde inanmalarını sağlar. İlahi ilmin doğasını ve amaçlarını açıklayarak, insanların Tanrı'ya yaklaşması ve onu tanıması için gereken aracı sağlamıştır. İlahi ilmin sınırlarını aşması ve insan zihninin doğal olarak anlayamayacağı şeyleri açıklaması, İslam felsefesi geleneğinde önemli bir konudur.[20]

Sonuç

Farabi’nin felsefi düşüncesinin temelinde, varlık ve bilgi arasındaki ilişki üzerine kurulu bir ontoloji/metafizik anlayışı vardır. Farabi’nin İlahi İlim adlı eseri de bu ontolojik ve metafizik temellere dayanarak yazılmıştır. Varlık olarak bilinen her şey, Allah’ın varlığından kaynaklanır. Varlık, Allah’ın varlığından türemiş bir yansıma olarak kabul edilir. Farabi, varlık kavramını, var olan her şeyin bir varlık düzeyi olarak kabul ederek, ontolojik bir yapıya oturtur. Ontolojik anlayışı, bir yandan da varlık ve bilgi arasındaki ilişkiyi ele almaktadır. Farabi'ye göre, bilgi de varlıkla aynı kaynaktan gelir ve varlık ile aynı yapıya sahiptir. Bu nedenle, bilgi de ontolojik bir yapıya sahiptir. Farabi, bu ontolojik ve metafizik temellere dayanarak; varlık, bilgi, sebep-sonuç ilişkisi, evren ve insan gibi kavramları ele alır. Günümüz felsefesi açısından Farabi’nin ontolojik ve metafizik anlayışı, birçok felsefi tartışmanın temelini oluşturan kavramlarla bağlantılıdır. Özellikle varlık, bilgi, sebep-sonuç ilişkisi ve evren gibi kavramlar, günümüz felsefesinde de sıkça tartışılan konular arasındadır.  Varlık ve bilgi arasındaki ilişkiyi ele alarak, bu kavramların birbirine bağımlı olduğunu ve aynı kaynaktan geldiğini vurgular. Bu anlayış, günümüz felsefesi açısından, varlık ve bilgi arasındaki ilişkiyi ele alan epistemolojik ve ontolojik tartışmalarda önemli bir rol oynar. Öte yandan, Farabi’nin sebep-sonuç ilişkisi hakkındaki düşünceleri, günümüzde determinizm ve nedensellik tartışmalarına bağlantılıdır. Farabi, sebep-sonuç ilişkisi ile ilgili olarak, evrendeki her olayın bir sebebe bağlı olduğunu ve bu nedenle evrenin determinist bir yapıya sahip olduğunu savunur. Bu görüş, günümüz felsefesinde determinizm ve nedensellik tartışmaları açısından önemli bir referans noktası oluşturur.[21]

 

 

Kaynakça

Uyanık, Mevlüt – Akyol, Aygün. Felsefeyi Anadolu’da Yeniden Yurtlandırmak Projesinin Hareket Noktası Olarak Farabi ve İlimlerin Sayımı Adlı Eseri. Ankara: Elis Yayıncılık, 2. Basım, 2019.

Güncel Türkçe Sözlük, Erişim 11 Nisan 2023. https://sozluk.gov.tr/

 

[1] Mahmut Kaya, “Fârâbî”, TDV İslam Ansiklopedisi (Erişim 16 Nisan 2023).

[2] Farabi, İlimlerin Sayımı, telif ve tercüme Mevlüt Uyanık – Aygün Akyol, (Ankara: Elis Yayıncılık, 2019), 78.

[3] Uyanık- Akyol, Farabi ve İlimlerin Sayımı, 79.

[4] Güncel Türkçe Sözlük, “Dil (II)”.

[5] Uyanık- Akyol, Farabi ve İlimlerin Sayımı, 82-93.

[6] Güncel Türkçe Sözlük, “Mantık”.

[7] Güncel Türkçe Sözlük, “Mantık”.

[8] Uyanık- Akyol, Farabi ve İlimlerin Sayımı, 94-123.

[9] Güncel Türkçe Sözlük, “Ta’lim”.

[10] Uyanık- Akyol, Farabi ve İlimlerin Sayımı, 124-143.

[11] Güncel Türkçe Sözlük, “Tabiat”.

[12] Uyanık- Akyol, Farabi ve İlimlerin Sayımı, 144-159.

[13] Güncel Türkçe Sözlük, “Medeni”.

[14] Güncel Türkçe Sözlük, “Fıkıh”.

[15] Güncel Türkçe Sözlük, “Kelam”.

[16] Uyanık- Akyol, Farabi ve İlimlerin Sayımı, 160-168.

[17] Uyanık- Akyol, Farabi ve İlimlerin Sayımı, 168.

[18] Uyanık- Akyol, Farabi ve İlimlerin Sayımı,168-176.

[19] Güncel Türkçe Sözlük, “İlahiyat”.

[20] Uyanık- Akyol, Farabi ve İlimlerin Sayımı, 156-159.

[21] Uyanık- Akyol, Farabi ve İlimlerin Sayımı, 156-159.

Tepkileriniz Nedir?

like
4
dislike
0
love
2
funny
0
angry
0
sad
0
wow
2

Bir Yorum Yaz