Giyim Kuşam Adabı


Öncelikle belirtmek gerekir ki tesettür sadece kadınlara değil erkeklere de farzdır. Ancak cinsiyetten dolayı farklılıkları vardır. Birlikte inceleyelim..
Giyim Kuşam Adabı

Herkese merhaba. 

Öncelikle belirtmek gerekir ki tesettür sadece kadınlara değil erkeklere de farzdır. Ancak cinsiyetten dolayı farklılıkları vardır. Tesettürün/örtünmenin karşıtı çıplaklık, giyinmenin karşıtı soyunmadır. Her ikisinin de sosyokültürel, ahlâkî, dinî, hukukî, estetik (süslenme) ve siyasal boyutları vardır. Önemli olan mümin kadın ve erkeğin kendilerini konumlandırdığı temellerdir. Tesettür; kalpten kalıba dönüşen bir modeldir.

Kadın ve erkek genel anlamda güzel ahlak sahibi değilse iffet ve hayâ sahibi olması her ikisini de kurtarmaz. Bu nedenle sadece kadın fitne aracı değildir. Asıl fitne kalplerdeki karşı konulamaz arzu ve isteklerdir. Bu sebeple alınacak bir dizi tedbirler kaçınılmazdır: Kalbin ıslahı, maneviyatın ikmâli, sosyal hayatın ahkamı, zâhir ve bâtındaki fitnelerin ifşâsı, anlatımdan ziyade hayatın ikâmesi, harem ve mahrem olanın öğrenilmesi ve yaşatılması, açıklık, saçıklık, terbiyesizlik sınırlarının izahı, İslam ahlakının fert ve topluma mal edilmesi… (Atmosfer-Çevre), kişide, evde, mahallede, toplumda sünnet olan “ahlakın” hâkim olması…

“Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından yahut babalarından yahut kocalarının babalarından yahut oğullarından yahut üvey oğullarından yahut erkek kardeşlerinden yahut erkek kardeşlerinin oğullarından yahut kız kardeşlerinin oğullarından yahut Müslüman kadınlardan yahut sahip oldukları kölelerden yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey mü’minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!” (Nur, 31)

Şimdi hadislerde nasıl söylendiğine, Hz. Peygamber’in nasıl bir giyimden hoşlandığını inceleyelim… Hadis rivayetlerine baktığımızda Hz. Peygamber’in beyaz, fazla göze batmayan kırmızı, yeşil, siyah gibi renkler kullandığı görülmüştür. Demekki renkler çok dikkat çekmediği sürece tercihimiz olabilir. Burada ölçü; üzerime yapışmaması, fazla dikkat çekmemesi ve kumaşın cinsinin bedenimizi teşhir etmemesidir.

Kadınların çarşaf giymesi gerektiğine dair bir ayet veya hadis yoktur. Ayetlerde ve hadislerde ölçü bahsettiğimiz gibidir. Tenin rengini ve bedenin şeklini teşhir etmemeli, fazla dikkat çekmemeli ve yerlerde sürünecek derecede uzun elbiseler olmamalıdır. Kadınların nasıl giyinmesi gerektiği ayetle sabittir. Yüz ve el gibi görünen kısımlar müstesna kapalı olmalıdır. Bunun adına ister çarşaf, ister cilbab, ister tunik ister etek, isterseniz de ferace diyin. Ölçülere uyduğu sürece kabulümüzdür. Elbiseler topuklara kadar kapatmalıdır. Kolları da bileklere kadar kapalı olmalıdır. Hz. Peygamber’in bir erkek olarak da giyim adabı budur.

Giyimimiz bir Müslüman’a yakışır şekilde temiz ve insanları İslam’a özendirecek şekilde olmalıdır. Zira Tirmizi’de geçen bir rivayete göre Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah, nimetinin izinin kulunun üzerinde görülmesinden hoşlanır.” Yine Hz. Peygamber bir rivayete göre erkekleri altından ve ipek kumaştan men etti. Sağlık sebepleri hariç.. Örneğin Zübeyr (ra) ile Abdurrahman b. Avf’ın (ra), uyuz olduklarından dolayı bedenlerindeki kaşıntı sebebiyle ipek giyinmelerine izin verdi.

Allah bizi Yüce Kitab'ını anlama rızkıyla rızıklandırsın ve bizi aşağılık şeytanın şerrinden korusun. Amin.

Allah'a emanet olun.

Tepkileriniz Nedir?

like
7
dislike
4
love
3
funny
0
angry
0
sad
0
wow
0

Bir Yorum Yaz