Kendi Nefsini Aşağılamamak, Kötü Şeylere İyi İsimler Vermemek, Kadınların Güzelliğini Başkalarına Anlatmamak

Kendi Nefsini Aşağılamamak
Hz. Aişe’den (r.a) rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“لا يَقُولَنَّ أَحَدُكُمْ خَبُثَتْ نَفْسي ، وَلكِنْ لِيَقُلْ : لَقِسَتْ نَفْسِي”
"Sizden biriniz 'nefsim pis ve murdar oldu' demesin; fakat nefsim yaramazlaştı desin." (Buhârî, Edeb 100; Müslim, Elfâz 17; Ebû Dâvûd, Edeb 76) Bu hadiste Hz. Peygamber murdar oldu, fasid oldu manasına gelen “خبُثَتْ" kelimesinin yerine “لَقِسَتْ" kelimesinin kullanılmasını tavsiye etmiştir. Aslında ikisi de hemen hemen aynı manalara gelmesine rağmen Hz. Peygamber ümmetine güzel konuşma adabını öğretmek için onlara güzel ifadeler kullanılmasını tavsiye etmiştir. Bir mü'minin nefsini pis ve habislikle nitelendirmesini Peygamberimiz doğru bulmamıştır. Çünkü gerçek anlamda kâmil bir mü'mine pislik, murdarlık, kötü ahlâk ve çirkin huyluluk yakışmaz. Fakat nefsine yenik düşmüş ve onun esiri olmuşsa, bundan kurtulmak için elden gelen gayreti sarfeder. Zira mü'mine hiç yakışmayan bir özellik; kötü ve çirkin olduğunu bildiği şeylerde ısrar etmesi, iyiye ve güzele yönelmeye gayret etmemesidir. Bu sebeple Müslüman kişi önce niyetini, sonra sözünü, sohbetini ve bütün işlerini düzeltmeli, Allah'ın hoşnut olacağı bir hayatı benimsemelidir.
Kötü Şeylere İyi İsimler Vermemek
Ebu Hureyre’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
“لا تُسَمُّوا الْعِنَبَ الْكَرْمَ ، فإِنَّ الْكَرْمَ المُسْلِمُ”
“Üzüme (şarabına ve içene) kerm demeyiniz. Asıl kerm, mü’minin kalbindedir.” (Buhârî, Edeb 101; Müslim, Elfâz 6–10; Ebû Dâvûd, Edeb 74)
Vail b. Hucr’dan rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
“لا تَقُولُوا : الْكَرْمُ، وَلَكِنْ قُولُوا : الْعِنَبُ ، وَالحبَلَةُ”
“Üzüme kerm demeyiniz, fakat yaş üzüm veya üzüm çubuğu diyebilirsiniz.” (Müslim, Elfaz 12) Araplar “kerm” kelimesini hem üzüm bağı hem de şarap için kullanırlar. Aynı zamanda şarabın insanı cömertliğe sevk ettiğini söylerler. Bu yüzden “kerem” (cömertlik) kelimesi ile aynı kökten gelen “kerm” kelimesini kullanırlar. Peygamber Efendimiz'in üzüme "kerm" adı verilmesini hoş görmemesi ve yasaklamasının sebebi, bazı kimseler bu kelimeyi duyunca akıllarına şarap gelebilir, nefislerine yenik düşerek onu içmeye yönelebilirler endişesidir.
Kadınların Güzelliklerini Başkalarına Anlatmamak
İbn Mes’ud’dan rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“لا تُبَاشِرِ المرْأَةُ المَرْأَةَ ، فَتَصِفَهَا لِزَوْجِهَا كَأَنَّهُ يَنْظُرُ إِلَيْهَا”
“Bir kadın başka bir kadınla tensel temasta bulunmasın. Sonra o kadın, kocasına onun güzelliğini anlatır da, adam sanki ona bakmış gibi olur.” (Buhârî, Nikâh 118; Ebû Dâvûd, Nikâh 43; Tirmizî, Edeb 38) Peygamber Efendimiz, toplumda fitne ve huzursuzluk kaynağı olması muhtemel, aynı zamanda kişinin günaha girmesine vesile olacak ve edep kurallarına aykırı düşen davranışlara müsamaha göstermemiştir. Bu hadiste anılan husus bunların önemlilerinden biridir. Esasen Peygamber Efendimiz, bir erkeğin başka bir erkekle, bir kadının da başka bir kadınla bir örtü altında ve vücutları birbirine temas edecek şekilde yatmalarını yasaklamıştır. Bir kadının aynı yatakta yattığı bir başka kadının birtakım güzelliklerini veya niteliklerini kocasına anlatması yasaklanmışsa, bir erkeğin de başka bir erkeğin özelliklerini ve niteliklerini kendi hanımına anlatması yasaklanmıştır. bir başkasının vücudu ile ilgili gizli olması gereken mahrem bilgileri başkalarına anlatmak dinimizde yasaklanmış olup câiz değildir.
Allah’a emanet olun.
Tepkileriniz Nedir?






