KORONAVİRÜSÜN SÖZLEŞMELERE ETKİSİ - MyBlog - Bilgi Paylaşım Platformu


KORONAVİRÜSÜN SÖZLEŞMELERE ETKİSİ


Covid -19 'in bir mücbir sebep olarak değerlendirilmesi ve sözleşmelere etkisi
KORONAVİRÜSÜN SÖZLEŞMELERE ETKİSİ

Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 sebebiyle bir çok insan mağduriyet yaşamaya başladı. İş hayatı ve sosyal hayat bu salgın hastalık sebebiyle bir çok yönden kötü anlamda etkilenmeye başladı. Sözleşmelerde bunlardan bir tanesi... Peki ya sözleşme dediğimizde aklımıza ne gelmektedir.

SÖZLEŞME NEDİR?

Kelime anlamına bakıldığında ;hukuksal bir sonuç doğurmak amacıyla, iki ya da daha çok kişinin ya da kuruluşun, karşılıklı ve birbirine uygun irade bildirişiyle gerçekleşen işlem. Örnekleyecek olur isek yapmış olduğumuz her hangi bir kira sözleşmesi, hizmet sözleşmeleri, eser sözleşmeleri vb. sözleşmeler.

MÃœCBÄ°R SEBEP NEDÄ°R?

Mücbir sebep, hukukta görevin, taahhüdün ve sorumluluğun yerine getirilmesine engel teşkil edebilecek nitelikte bulunan ölüm, iflas, hastalık, tutukluluk ve buna benzer hallerdir. 'Mücbir sebep' kavramı hukukun temel kavramlarından birisidir ve hukukun hemen hemen bütün dallarında uygulaması görülmektedir. Mücbir sebebin bir kaç özelliği aşağıda sıralandığı şekildedir.

-Haricilik

-Öngörülemezlik

-Kaçınılmazlıktır.

SÖZLEŞMEYE ETKİSİ 

Bu husus Borçlar Hukukumuzun konusu olup bir çok maddede açıkca belirtilmiştir. Öyleki madde 136 borcu yerine getirmenin imkansızlığından bahsetmektedir. İlliyet bağının olması halinde imkansızlığa sebep veren haller sözleşmeleri de etkilecektir.

 

 Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. (TBK. m. 136 )

Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır.

Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.

Koronavirüsün mücbir sebep olarak sayılamayacaı hallerde Türk Borçlar Kanun'u 138 dikkate alınacaktır.  Madde şu şekilde ve gayet açıktır.

"Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır." (TBK 138)

  Süreç henüz sonuçlanmadığından bu salgın hastalığa ilişkin bir dava henüz vuku bulmamıştır. Sürecin sona ermesiyle birlikte her ilde yüzlerce konuya ilişkin dava açılacağı öngörülmektedir. Adli ve idari bir çok tazminat davası ve tespit davasına sebebiyet verecek bu pandemi neticesinde, kanaatimce uluslararası hukukta da bir çok dava açılacak ve büyük meblağları içeren zorlu dava süreçleri başlayacaktır..

 Salgının pandemi olarak nitelendirilmesi ve dünya ve ülkemiz üzerindeki etkisi göz önüne alındığında ileride açılacak davalarda koronavirüsün mücbir sebepten sayılacağını öngörmek her ne kadar sözleşmelerde yer almasa dahi mümkündür.

Tepkileriniz Nedir?

like
0
dislike
0
love
0
funny
0
angry
0
sad
0
wow
0

Bir Yorum Yaz