Bir Hristiyan Film Değerlendirmesi


Tutku: İsa’ nın Çilesi (The Passion of the Christ) adlı filmin kendi bakış açımdan değerlendirilmesi.
Bir Hristiyan Film Değerlendirmesi

Film Hakkında Bilgiler;

Film Adı: Tutku: İsa’ nın Çilesi (The Passion of the Christ)

Yönetmen: Mel Gibson

Yayın Tarih: 25 Şubat 2004

Giriş

Film değerlendirmesinde, Hıristiyanlar için son derece önemli ve Teslis inancında üç unsurdan biri olan İsa Mesih’ in çarmıha gerilmesi öncesi, yani kendi arkadaşlarının ihaneti, üç horoz mucizesi sonrasında Yahudi halkının onu ölümünü istemesi üzerine ne yapıp ne edip onu çarmıha gerilmesi ve en son olarak da İsa Mesih’ in çarmıha gerilmesi suretiyle bir bitişi söz konusudur. Bunlarla beraber benim kendi eleştiri ve anlatımımla sizlere sunmuş bulunuyorum.

Anahtar Sözcükler: Din, İsa, Mesih, Hıristiyanlık.

Filmin girişinde olan sahne de İsa Mesih’ in Baba Tanrı’ dan yardım istemesi ve yalvarış-yakarış olgusunu dua ile dile getirmesi Hıristiyanlığın Teslis inancından iki önemli oluşum kavramının; Baba demesinden kasıt Baba-Oğul ikilemesini oluşturduğunu söylemekle beraber dua etmesi de duaların onlar da olduğu ve duanın içeriği hakkında bize çok az da olsa bilgi vermektedir. Sahnedeki şimşek çarpmaları ise kendi teorimce geçmişten gelen bir güç algısı olduğu için Baba Tanrı’ nın gücünü temsil etmek üzere konulduğu kendi kanaatimdir. Yine bence filmi Fısıh Yemeği akşamından alsalar daha da anlaşılır olabilirdi. Aynı zamanda Fısıh yemeğinin bir anı değil, yorum olduğu filmde işlenmektedir. Bu doğrultuda filmi yapan kişinin de dini inançlarından Hristiyan dininin Katolik mezhebine bağlı olduğunu bize tabiri caizse tereyağından kıl çeker gibi göstermektedir.

Duayı kendi başına yaptıktan sonra kendi seçtiği onun en yakın arkadaşları ve İsa Mesih tarafından seçilen kişiler yani Havariler olarak bilinen 12 kişinin yanına gitmektedir. Film esasında İsa Mesih’ in son on iki saatini konu alan bir film olduğu için diğer zamanlar konu dışıdır ve sadece bu kısım filmde işlenmektedir. Üç Havarisinin yanına gittiğinde Havariler uyuyakalmıştır ve kızmış bir halde serzenişte bulunarak “1 saat bile dayanamadınız mı?” sorusunu, büyük ihtimal nöbet tutmakla görevli 3 Havari, uyandırarak sormaktadır. Ardından Havariler İsa Mesih’ in halini garipseyip ne olduğunu sorarlar. O anda İsa Mesih kan ter içerisindedir. “Hayır, burada kalıp izleyin ve dua edin!” deyip oradan ayrılmıştır. Sonra bu konuştuğu 3 Havari’ den biri olan Patrick ise İsa Mesih’ in korktuğunu ve bu korktuğu şeyin de yemekte konuştukları ihanetten demesi, işte bu olayda yemek sonrası olduğu anlaşılıyor ve ihanet konusuna gelecek olursak, o da İsa Mesih’ in sevilmeyenler tarafından aranıp onu sapkın söylemlerinden dolayı öldürmek istemelerinin üzerine onun başına ödül koymaları ve İsa Mesih’ in yemek sırasında, ki bu yemeğe özellikle Fısıh yemeği derler, bizi bulacaklar ve bu sizden biri olacaktır demesi olayıdır ki zaten içlerinde ki Yehuda İskariot adlı havari ileride söz konusu konuya dahil olacaktır.

Gece herkes uyumuşken, Yehuda (Judas) İskariot 30 altın için Romalılar’ a ait olan Sanhedrin Meclisi’ ne ispiyonlar. Yehuda’ ya verilen Judas lakabına da kısa bir özet olarak, ihanet ile eş anlam olduğu üzere daha sonradan verilmiştir. İsa Mesih zaten yakalanacağını anlamıştır ve orada bekliyordur. İsa Mesih Oğul olarak Baba’ sına yalvarış ve yakarışlarla kurtarmasını istemektedir. Buradan İsa Mesih’ in bitmek bilmeyen ve umudunu kesmeden dua etmesi, Baba Tanrı’ nın hep yanında ve onun insanlardan vazgeçmeyeceği arka planı kanaatimce verilmektedir. Bu dua ediş sırasında film üzerinde sanırım şeytan benzetmesi ile biri gelir ve İsa Mesih’ e bir insanın bütün insanların günahını çekmesinin insana ağır geleceğini, kısaca vazgeçmesini ve Baba Tanrı’ dan yüz çevirmesi yönünde konuşmalar yapar ve İsa Mesih kararlı bir şekilde aldırış etmeden Baba Tanrı’ ya yalvarışlarına devam eder. Buradaki gelen kişinin bütün insanların günahını yüklenmek cümlesi ise Hıristiyanlık’ ta ki İsa Mesih çarmıha gerildiğinde İsa Mesih’ ten kanlarının akması ile beraber bütün insanlığın günahlarının akması ve insanoğlunun Asli günahlarının çıkması için İsa Mesih, kendisini feda etmiştir düşüncesine bir göndermedir.

“Sadece senin dediğin olur.” cümlesi birkaç defa tekrarlanarak Baba Tanrı’ nın yüceliği ön plana çıkmıştır. Bu dualardan sonra İsa Mesih’ in ayaklanması ve ayaklanmadan önce şeytani varlığın salmış olduğu yılanı ezmesi durumu ise oradaki yılanın şeytanı nefsi temsil edip İsa Mesih’ in bunu ezmesi ise iblis ruhunun karşısında Oğul’ un yani İsa’ nın nefis karşısında dimdik duruşunun olduğu ve Baba Tanrı’ nın otoritesini kabul ettiğini zannımca anlaşılmaktadır.

Hemen ardından ise kamp yaptıkları yerde karanlık ormanda uzaktan meşaledeki ateş ışıkları görününce İsa Mesih oraya gider ve bu kişiler ise Yehuda İskariot ve onun ispiyonladığı Romalılar olduğu İsa Mesih tarafından anlaşılır.  Romalı askerler İsa Mesih’ in kim olduğunu sorduklarında İsa Mesih “O, benim.” der ve Yehuda İskariot ihanetinden dolayı Judas lakabını aldıran ihanet öpücüğünü İsa Mesih’ e filmde söylendiği şekliyle “Selam sana ağam!” der ve öper. Sonuçta ihanet etmek kötü ama İskariot bunu yani bu kadar ileri zamana kadar geleceğini bilmiyordur ve hala da haberi yok, ne kadar gariptir ki şu anda bile ona ispiyoncu deniliyor. Sonrasında askerler ve Havariler arasında kavga başlar ancak askerler bir hayli fazladır ve İsa Mesih “Kılıç taşıyan kılıçla ölür” sözünü söyler ve bence bu da Hz. Muhammed’ in “Kişi yaşadığı hâl üzere ölür ve öldüğü hâl üzere dirilir.[1] Hadisi şerifine ilham kaynaklığı etmiş olabilir. Bu deyiş üzerine Havariler Romalılara karşı koymayı bırakırlar. İsa Mesih ise artık Romalı askerler tarafından bağlanıp, yola koyulmuşlardır. O sırada ev sahnesi olan başka bir sahneye geçerler. Anında iki kadından biri uyanır ve diğeri de ardına uyanır. Neden böyle yaptın Meryem tarzı sorular sorar ve evet, işte bu Meryem de İsa Mesih’ in çok sevdiği, onu kölelikten aldığı ve diğer Havarilerin Meryem’ i fahişelik yaptığı için sevmediği, bazı kaynaklarda ise duygusal ilişki olduğu hatta ve hatta evli olduğu söylenen meşhur Mecdelli Meryem’ dir. O günün diğer günlerden farklı olduğunu söyler. Sonrasında ise kapı açılır ve İsa Mesih’ in yakalandığı haberi gelir. Mecdelli Meryem’ inde İsa Mesih’ e ne kadar değer verdiği de buradan anlaşılabilmektedir.

            En sonunda İsa Mesih ve onu götüren askerler tarafından gidileceği yere varılmıştır. Millet onun asılmasını istemektedir. Sonuç olarak Romalılar Çarmıh cezası verip hazırlıklara başlamışlardır. Ayrıca Roma’ da hahamların gücünü burada anlamış olmakla beraber gece İsa Mesih’ i alıp onlar için nasıl bir önemli konu olmuş olduğunu da anlıyoruz. Götürüldüğü yerde İsa’ ya sorulan sorular arasında “Sen kral mısın, kral olduğun söyleniyor- Evliya olduğun söyleniyor.- Marangozun oğlu değil misin?” tarzında sorular ile onun hakkında o dönemde İsa Mesih’ in insanlar gözünde nasıl algılandığı sorusuna cevap verirken soruyu soranlar ise gerçeği de araması gözden kaçmıyor. Bu sorular karşısında ise İsa Mesih sessizliğini korur. Ardından onu bulunduğu yere getirmelerinin sebebini Tanrı’ ya küfretmesi olduğunu söylerler. İsa Mesih kısacası o dönemde sapkınlık ve kafirlikle suçlanır. İsa Mesih ise gerçeği anlattığını ve Tanrı’ yı öğrettiğini söyler. Film sadece İsa Mesih’ in on iki saatini içeriğiyle anlatmakla beraber bir tarih sahnesinden kesit olduğu için o dönemin nasılda dinin değiştirilemez ve dinin put gibi aynı kalmasına izin verilip altından oynanan oyunları da adeta nakış gibi işlemektedir. Oradaki kişilerce İsa Mesih’ in onlar için bir şeytan işi ve insanları dinden sapmaları için uğraşan biri olarak görüyorlar ve onun hastaları iyileştirmelerini de büyüye bağlayarak şeytanın ile iş birliği yaptığını ileri sürüyorlar. İsa’ yı savunanlar da onun lehine şeyler anlatmışlardır.  Bazı kişiler ise konseyin gece olmaması ve konseyin eksik olduğunu söyleyerek bunu yapamayacağını belirtmesine rağmen tabi ki de aldırış edilmez. Oradaki baş kişi İsa Mesih’ e sinirli ve iddialı bir şekilde sesli bir tonla “Hadi bize bir Mesih olduğunu veya Tanrı’ nın oğlu olduğunu söylesene!” benzeri cümle kurar ve hemen ardından İsa Mesih “Tanrı’ nın oğluyum” demesi ile baş kişi dehşet ifadeyle bakışı sonrası kafir demesiyle beraber kafir olmadığını kanıtlamasını istediği üzere kendilerince kanıta ihtiyaç yok diyerek öldürülme kararını almışlardır. Cezası ise ölümdür. Hemen ise ardından İsa Mesih’ in mucizelerinden sayılan 3 horoz olayı baş göstermektedir.

            Matta (Matthew) 26. Bölüm, Markos (Mark) 14. Bölüm, Luka’ da (Luke) 22. Bölüm ve Yuhanna’ da (John) ise 13. Bölümde yer alan, üç horoz ötmeden ölme meselesi olmazsa olmazlardan olacağı için filme de kesinlikle işlenmiştir. Kısaca bahsetmek gerekirse (Matta 26);

“31.Bu arada İsa öğrencilerine, “Bu gece hepiniz benden ötürü sendeleyip düşeceksiniz» dedi. “Çünkü şöyle yazılmıştır:

“Çobanı vuracağım, sürüdeki koyunlar da darmadağın olacak.”32. “Ama ben dirildikten sonra sizden önce Celile'ye gideceğim.”

33. Petrus O'na, “Herkes senden ötürü sendeleyip düşse de ben asla düşmem” dedi.

34. “Sana doğrusunu söyleyeyim” dedi İsa, “Bu gece horoz ötmeden sen beni üç kez inkâr edeceksin.”

35. Petrus, “Seninle ölmem bile gerekse, seni asla inkâr etmem” dedi. Öğrencilerin hepsi de aynı şeyi söyledi.”[2] Şeklinde geçmektedir.

            Petrus, İsa Mesih’ i inkâr ettikten sonra uzakta göz göze gelirler ve Petrus dehşete kapılıp ağlamaklı şekilde daha önceden demesi üzerine İsa Mesih’ in ne demek istediğini anlar. Sonrasında Yehuda İskariot pişmanlıkla Yahudi hahamların başına gelerek, alın gümüşlerinizi salın masumu, diyerek gümüşleri dolu keseyi onlara fırlatır. Onun bu pişmanlığına neden olan ihaneti ise ileri de intihar etmesinin etkenidir. İsa Mesih için zaman daralmaktadır. Sabah olduğunda Romalı Vali’ nin karşısına tutuklayanlar tarafından çıkarılıp ölüm cezası ile cezalandırıldığını öğrenince, vali ise yasalar böyle işlemez, bunun suçu ne diye sorduğunda, “Şebat” ’ı çiğnemek, insanları zehirlemek ve en önemli nedeni de kendinin Tanrı’ nın oğlu, Mesih ve Yahudiler’ in kralı olduğunu söyleme ile suçlanarak, halkında baskısıyla ölümünü isterler. Bunun üzerine Vali onu teke tek çekerek, bir takım sorgunun ardından suçsuz olduğu kanaatine vararak onu Heroth’ a götürmelerini söyleyerek Yahudi hahamlarına geri teslim etmiştir.

Yahudiler, İsa Mesih’ i Heroth’a götürmüşler ve Heroth, İsa Mesih’ in kulaklara gelen körleri iyileştirme, ölüleri diriltme vd. gibi mucizelerini sayarak dalga konusu etmiştir. Sonrasında ise Heroth, İsa Mesih’ ten mucize göstermek suretiyle Tanrı’ nın oğlu olduğunu kanıtlamasını istemiştir. İsa Mesih, sessiz kalmıştır. Bunun üzerine Heroth, bu suçlu değil, deli deyip gülerek dalga geçmiştir. Buradan da yola çıkarak Yahudiler’ in İsa Mesih’ ten nefret ettiği ve O’ nu Romalılar’ a vererek onların öldürmesini sağlamaktır. Yahudi haham ve halkı İsa Mesih’ in asıl katili olarak adlandırılabilir. Heroth’ da lanetlemeyi reddedince geri, önceki ona gönderdiği valiye dönerler. En son halkın huzurunda İsa Mesih’ in tekrar suçsuz olduğu kanaatine vardığını söyleyen vali, her sene Yahudiler için bir suçlu bırakma adetini onlara söyler ve Barabbas adlı bir suçluyu da gözlerinin önüne hemen orada getirerek Yahudi halkının önünde seçim sunar. Onlar ise Barabbas’ ı seçerler. Sonra ise Roma Vali’ si kendince emin olmak için halka tekrar sorar, ama kararlarını vermişlerdir. İsa Mesih için ölüm yolları teker teker açılmaktadır. Vali, İsa Mesih’ e ne yapılması gerektiğini sorduğunda, halk yükselen seslerle çarmıha gelin diye haykırmışlardır. Ama Vali, buna izin vermeyip, ağır bir cezadan sonra serbest bırakılmasını istemiştir. Bence de burada Yahudiler’ in, ileri de Hıristiyan olacak bu imparatorluğun, İsa Mesih’ in kendilerinin öldürmediklerini bilinçaltından istemedikleri için böyle bir film sahnesi ekleme yoluna girilmiştir. Bence, İsa Mesih’ in asıl katillerinin İsa’ yı yüce bulan kendileri olmadığı, şu an kendi dinlerinin Hıristiyanlık olduğu için kendilerine yedirememelerinden kaynaklı ve Yahudilerin asıl katilleri olduğunu, filmler aracılığı sayesinde algı operasyonları ile belirtmek amacıyla ekleniştir. Valinin cezasına gelecek olursak, bir hayli ağır şartlarda değişik şekillerde kırbaçlarla dövmektir. Romalılar, acı ve dehşet bir şekilde İsa Mesih’ i halkın gözü önünde dövmüşlerdir. Vali, İsa Mesih’ i eziyetlerden sonra tekrar halkın önünde çıkarıp ne yapacağını tekrar sorduğunda ise, çarmıha gerilmemesi için verdiği ağır ceza adeta İsa Mesih’ e kar kalıp, Yahudiler’ in, İsa Mesih’ e bitmek bilmeyen öfkesiyle beraber tekrar çarmıha gerilmesini haykırışlar ile istemişlerdir ki bence, bu olmaması gereken bir şeydi. Sonrasında karar verilmiş ve İsa Mesih’ in sırtına çarmıhı yükleyerek “Acı Yolu” adı verilen yoldan Kudüs’ e doğru çarmıha gerileceği yere çarmıhı sırtında taşımak suretiyle götürmüşlerdir. Bazı istisnai durumlar hariç olmakla beraber Haç’ ın alt kısmının uzun olması da tekrardan film felsefesinin Katolik mezhebi olduğuna işaret ettiği söylenebilir. En son çarmıha gerileceği yere geldikten sonra, İsa Mesih, maalesef acı bir şekilde, çarmıha el ve ayakları çivilenerek çarmıha gerilir. O anda bile “Baba affet onları” diyerek acı içerisinde kıvranır. Herkes onu izler. İşte o üzücü olay yani İsa Mesih’ in ölümü gerçekleşir. Çok süre geçmeden hava bulutlanmaya ve rüzgâr çıkmaya başlar. Yer sallanır ve deprem olur. Hıristiyanlığın put inancını yıktığı düşüncesini dayatmak için, tapınaklardaki putlar düşer. Orada bulunan insanlar hayrete düşer ve hızlıca oradan ayrılırlar. Gerçek hayatta olmuş mudur bilinmez ama film sektöründe akıcılık yönünden, dinlerinin kutsallığını ve Tanrı’ nın olduğunu belirtmek amacıyla yapılan yine algısal eklemelerdir şeklinde düşünmekteyim. Filmdeki sahneye göre şeytan kahrolmuştur. Bence, İsa Mesih’ in, kanlarının akmasındaki anlamın bütün insanların asli günahlarının silinmesi olduğu içindir. Böylelikle şeytanın önceki yaptıkları boşa gitmiştir. İsa Mesih’ in ölümü ile de film sona ermiştir.

 

[1] Bkz. Münâvî, Feyzü’l-Kadîr Şerhu’l-Câmii’s-Sağîr, V, 663; Aliyyülkârî, Mirkâtü’l-mefâtîh 1/332, 7/375, 8/431.

Tepkileriniz Nedir?

like
4
dislike
0
love
1
funny
0
angry
1
sad
0
wow
0

Bir Yorum Yaz