Vaad Gerçekleşecek Mi ? Gar ve ya Garkad Ağacı Nedir ? Gerçekleşen Vaad
İsrailin Gazze de uyguladığı katliama ses çıkaran, karşı çıkan Yahudiler aynı kefede mi değerlendirilmeli ? Peki onları nasıl ayırabiliriz işte yıllar öncesinden gelen bir vaad.
20 06 2025 İran- İsrail saldırılarında bugün 7. günündeyiz bölge gerilimi kaldırılamaz halde, savaş tüm şiddetiyle devam ediyor, tüm devletler savaşın yayılmasından şüphe ediyor ancak savaş zaten vardı, insanlar kendi hayatlarının zorluğunda bir gün hatırlıyor bir gün unutuveriyorlardı, süreci birlikte izleyeceğiz
Ancak bu katliama dur demek için sokaklara çıkan yahudilerde vardı, çünkü çocuk cesetlerinin ortaya saçılışını görmüşlerdi, sapkın bir zihniyetten kurtulmuş diğerlerini insan yerine koymayan anlayıştan çıkmış insani çıkışlarda vardı İşte bugun ki yazımızın asıl konusu ve vaadi gerçekleştirecek bir simgeyi konuşacağız bugün ama öncesinde bilinmesi gerekenleri derledim gelin birlikte okuyalım.
-
GARKAT AĞACI NEDİR?
Garkad Filistin taraflarında çokça yetişen dikenli bir ağaç türü, bir cins çalılıktır. Arabistan’ın başka bölgelerinde de yetişmektedir. Medine’deki Bakî‘ Mezarlığı (Cennetü’l-Bakî‘) vaktiyle garkad denilen çalılıkla kaplı idi.
- İslami kıyamet tarihini anlatan birçok Sünni İslam hadisine göre Garkad ( Arapça : غرقد ) , son zamanlarda Yahudileri Müslümanlardan koruyacak bir ağaç türüdür .Yukarıda zikredilen hadislerde Ebu Hureyre'nin , İslam peygamberi Muhammed'in şöyle dediğini rivayet ettiği belirtilmektedir :"Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz ve arkasında bir Yahudi saklandığı taş: "Ey Müslüman! Arkamda bir Yahudi saklanıyor, onu öldürün" der. Fakat Garkad ağacı bunu söylemez, çünkü o Yahudilerin ağacıdır."
- Sünni yorumu Sünni İslam'da bu anlatılar, İslam'a göre İsa'nın ikinci gelişinden sonra Deccal güçlerine karşı son zamanlarda gerçekleşecek büyük bir savaşın Sünni eskatolojisinin tanımının bir parçası olarak anlaşılmaktadır. Daha sonra, bu eskatolojiye göre İsa, bazıları doğru Hıristiyanlar ve savaşın arifesinde İslam'a geçen doğru Yahudiler olan bir Müslüman ordusuna liderlik edecek ve Deccal'in bir tanrı olduğuna inanan Yahudilerden oluşan Deccal ordusuyla savaşacak ve Deccal'in ordusundan bir Yahudi bir taş veya ağacın arkasına saklanırsa, bu taş veya ağaç Yahudi'yi ifşa etmek için Müslümanlarla mucizevi bir şekilde konuşacaktır, ancak bu bir Garkad ağacı değilse, çünkü bu "onların (Yahudilerin) ağacıdır". [ 10 ] [ 11 ] Sünni ılımlı yazarlar, bu konunun eshatolojik terimlerle tartışıldığını, bunun Sünni düşünceye uygun olarak ancak İsa'nın ikinci gelişinden sonraki son zamanlarda gerçekleşmesi gerektiğini ve mevcut İslam-Yahudi ilişkilerine zarar vermemesi gerektiğini vurgulamaktadırlar . [ 12 ] Yusuf el-Vabil'in Ashrat al-sa'a ("saatin işaretleri") adlı eserinde Sünni yorumuna göre , Deccal'in ordusu Yahudiler, Farslar, Türkler, Bedeviler ve kadınlardan oluşacaktır. Buhari ve İbn Maje'nin hadis koleksiyonlarındaki rivayetler Yahudilerin yanı sıra Farsları, Türkleri ve Bedevileri de içermektedir. [ 13 ] Metnin genel mesajının çoğu zaman bir kehanet olduğu iddia edilir, ancak Müslümanların Allah'ın Hz . Muhammed'e vahyettiğine inandıkları Kur'an'da böyle bir mesaj yer almaz .
Yahudi devleti oluşturma fikri
- Theodor Herzl veya sünnetinden sonra aldığı ismi ve soyismi ile Binyamin Ze'ev, Modern Siyonizm'in kurucu babası olan Avusturya-Macaristan vatandaşı Yahudi gazeteci, oyun yazarı, yazar ve politik aktivist olan Herzl, Yahudilerin kendi kaderlerini tayin edebilecekleri devletlerini uluslararası camianın desteği ile gerçekleştirebileceklerini düşündü ve Yahudi Devleti – Yahudi sorununa çağdaş bir çözüm dlı kitabını 1896 yılının şubat ayında yayınladı Yahudilerin tarihi anavatanı olan İsrail Topraklarıydı. Herzl, 1902 yılında İsrail Topraklarında kurulmasını düşlediği Yahudi Devleti vizyonunu işlediği Eski Yeni Vatan (Altneuland) romanını yazdı. Herzl bu amaçla 28 Ağustos 1897’de İsviçre’nin Basel kentinde 1. Siyonist Kongre’yi topladı ve bölge Osmanlı İmparatorluğu yönetimi altında olduğundan siyasi amacını, “Siyonizm, kamu hukuku güvencesi altında Yahudi halkı için Filistin’de bir yurt kurulmasını amaçlar” şeklinde yazıya döktü.
Şalom gazetesinde de yer alan ;
- Herzl, anılarında Abdülhamit’in Newlinski eliyle ilettiği mesajı paylaşıyor: “Eğer Sayın Herzl sizinle benimle olduğunuz kadar dostsa ona bu konuda başka girişimde bulunmamasını telkin ediniz. Bir adımlık toprak bile satamam, zira bu topraklar bana değil, milletime aittir. Milletim bu imparatorluğu savaşarak ve kanıyla sulayarak kazandı. Bizden ancak kanla koparılabilir… Yahudiler milyarlarını saklasınlar. İmparatorluk bölüşüldüğünde Filistin’i bedavaya alabilirler. Ancak cesedimiz paylaşılabilir canlıyken parça koparılmasını kabul etmeyeceğim.” Herzl, anılarında, bu söylem karşısındaki hissiyatını şöyle ifade ediyor: “Sultanın samimî ve yüce sözleri beni duygulandırdı ve sarstı. Bütün ümitlerimi söndürmesine rağmen ölümü ve parçalanmayı tahmin eden ama buna rağmen son nefesine kadar pasifçe de olsa mücadele etmeye kararlı kaderciliğinde trajik bir güzellik vardı…”
Sözleri ile Theodor un bir yahudi devleti kurmayı planlaması ile işler başladı ancak bunu yaparken tek başına yapmadı, dönemin super gücü ingilizler ve daha sonrasında Amerikalılar bu fikri desteklediler, tabiki bu fikirlerin desteklenmesinde oluşturulan lobiler, ekonomik ve medya gücü çok önemli oldu.
- Filistin'e de gizli Yahudi göçleri düzenlenmeye başlandı. II. Dünya Savaşı'nın Müttefiklerin galibiyetiyle bitmesinden sonra, Filistin problemi son safhasına ulaştı. Britanya'dan daha sonra Amerika Birleşik Devletleri'nin yardımını sağladıktan sonra, Filistin problemini Birleşmiş Milletler'e götürüp, problemin çözülmesini istedi. BM, Kasım 1947'de Filistin'in biri Yahudi öteki Arap olmak üzere iki devlet arasında paylaşılmasına karar verdi. Yahudiler bu kararı kabul etti; Araplar ise, 400.000 Arap sivili İsrail toprakları içerisinde bırakacak olması ve Filistin topraklarının yalnızca %7'sinin sahibi olmalarına rağmen Yahudilere bölgenin %56'sını vermesi nedeniyle planı reddetti. Kudüs şehrine ise BM denetiminde milletlerarası bir bölge statüsü tanındı. Aynı sorunların devam etmesi nedeniyle bu çözüm de Arapları tatmin etmedi. Bu yüzden ilk İsrail-Arap savaşı olan İsrail-Filistin Savaşı başladı.
Tarihler 14 Mayıs 1948' i gösterdiğinde artık Bir yahudi devleti kurulduğu ilan edildi.
Haritada gösterildiği üzere 14 Mayıs 1948 ta kuruluş ilan eden israil sürekli genişleme ve işgal politikası güttü, yıllar geçtikçe arkasına bir çok ulusu alan israil topraklarını günden güne sinsice genişletti. Gazze üzerine birçok kez savaşta yasaklanan fosfor bombaları atıldı bu bombalar sivil ayırt etmeksizin yapıldı.
(şifa hastanesi bombalanması)
- 2025 te bu saldırılar tam bir genişleme ve filistinlilere Mısır ve ya Ürdün de güvenli bir bölge oluşturma niyeti güdülerek yok etme planı uygulandı, Sivil halka güvenli ve ateş edilmeyecek bölgeler verildi, bombalamadan kaçan halk israilin verdiği bu bölgelere yöneldi, daha sonra israil uçakları bu bölgeler, hastaneleri, kiliseleri ve camileri bombalamaya başladı, İsrail katliam yapmaya başladı, dünya sessiz kaldı, kalmak zorunda bırakıldı, bir kaç ülke kınayabildi, ancak her hangi bir müdehale yapılamadı, uluslar arası bir toplantı yapıldığında ve ya konuşulduğunda israil saldırıların durduurulduğunu açıklasa da gün geçmeden bombardıman devam etti, 13 06 2025 tarihinde güvenliğini gerekçe göstererek İran nükleer santralini açıklamalarına göre 40 uçak ile vurdu, ancak iran misilleme yaparak karşı saldırı verdi,
Bugün bu saldırıların 7. günündeyiz bölge gerilimi kaldırılamaz halde, savaş tüm şiddetiyle devam ediyor, tüm devletler savaşın yayılmasından şüphe ediyor ancak savaş zaten vardı, insanlar kendi hayatlarının zorluğunda bir gün hatırlıyor bir gün unutuveriyorlardı, süreci birlikte izleyeceğiz
Asıl Konumuza dönecek olursak
Bu olayı günümüz şartlarında yorumlamak istedim, Yahudiler, bir çok güce sahip oldular, bunlar medya, zengin iş adamları ve diğer topraklarda yaşayan yahudi asıllı vatandaşların, kendilerini gizleyerek diğer ülkelerde, gerek bireysel gerekse bizzati yahudi lobi, örgüt, cemaatlerince desteklenmesi ile dünya çapında söz sahibi oldular. Bir çok iş dalında başarılı hale geldiler, merkez bankaları, borsalar, kredi kartları, bankacılık sistemleri, teknolojik gelişmeler, dünyada bulunan bir çok toplumsal örgütlenme, iş dünyası, medya, silah sektörü, bilim dünyası, üniversiteler, sinema sektörü, siyaset, hazır gıda, kahvecilik... daha sayılamayan bir çok sektörde, desteklerini gizli bir şekilde vererek dünyada bir çok noktaya hükmettiler ve gizlice hükmetmeye devam ediyorlar, gizli olmalarının en büyük nedeni nüfus güçleri, diğer halklara göre azınlıkta olmaları onları yaptıkları işlerde gizli olmaya itiyor.
Ancak bu katliama dur demek için sokaklara çıkan yahudilerde vardı, çünkü çocuk cesetlerinin ortaya saçılışını görmüşlerdi, sapkın bir zihniyetten kurtulmuş diğerlerini insan yerine koymayan anlayıştan çıkmış insani çıkışlarda vardı İşte bugun ki yazımızın asıl konusu ve vaadi gerçekleştirecek bir simgeyi konuşacağız bugün.
Toplumu tamamıyla ele almamak lazımdır, tüm insanları aynı kefeye koyup yargılamamak gerekir, ecdad bir toplumu lanetlenmiş saymamıştır, bu da farklı bir zihnin kopuşu olup avrupada gelişen fikir akımlarındandır. İslam bize mazluma yardım etmeyi zalimin karşısında durmayı emrediyor, Filistin, Myammar, Doğu Türkistan, Kazıklı Voyvoda ve katliama uğrayan halkları, Bosna Hersek, İspanya Yahudileri, Hitler Almanyası, Sovyetlerden gemi ile kovulan ve gemileri batırılan kafkas halkları, Çeçenistan, Abhazya, Kırım, Kıbrıs, Hocalı.... maalesef liste uzayıp gidiyor, insan oğlunun kötülüğünü bize gösteriyor, ancak mazlumun yanında olunması gerçeğini hiç bir ırktan olması değiştirmiyor.
Filistinde yapılan katliamı alkışlarla destekleyip ölen çocukları gülerek izleyenler ile bu katliamın son bulmasını isteyenler aynı kefede yargılanmamalıdır, bölgede artık savaş çıkmış belkide dönülmez bir hale girmiştir, Türk askeri kara harekatını başlatır mı bilemeyiz ancak etrafımızda son ülke İran kalmıştı ki oraya da Uçak ve Füze ile operasyonlar düzenlendi, yukarda gar ağacının geçmişini okuduk, suçluyu suçsuzdan ayıracak simgeyi düşünür hale geldik, çünkü düşman insanlığı sorgulatsa da hepsini aynı kefede yargılamamak gerektiğini bize genetik kodlarımız ve kültürümüz öğretti.
Bir Bilgisayar Mühendisi olarak konuyu farklı şekilde ele almak istedim, hem bir vaad gerçekleşecek hem de bu şekilde ayırt etme imkanı bulacaktık, günümüzde drone savaşları, yapay zeka, akıllı yöntemler, derin öğrenme, kameraya yansıyan kareleri anlamlandıran yazılımlar önemli bir yer alıyor. işte barışçıl ve barış isteyen ya da teslimiyeti kabul edip insanlık dışı, sapkınlıktan uzak olduğunu göstermek isteyen yahudiler için dronların ve askerlerin onları ayırabileceği bir simge oluşturdum, gar ağacının arkasına saklanan bir yahudi....